Unknown
Aslında bu filmin değerlendirmesini yapmak için sayın “halk” a çok büyük ricalarda bulundum ama yoğunluğundan dolayı bu görevi bana devretti üstat. Film 2011 yapımı ve adam gibi görüntü kalitesi ile internete bu hafta düştü. Hemen izledik tabi. Başrolde tanıdık bir isim; Liam Neeson. Onun olduğu yerde suçun ve aksiyonun olmama ihtimali yok tabi. Film baştan sona kadar tam bir kurgu. Arada böyle yönetmenin bi eksiğini bulduğunuzu düşünüyorsunuz, “ya öle iş mi olur ne kadar saçma diyorsunuz” ama aradan 5 dakika geçmiyor ki az önce saçma dediğiniz olay on numara bir planın parçası olsun. Filmde bunu çok yaşadık. Neyin gerçek neyin üçkağıt olduğunun peşine çok düştük ama hep avcumuzu yaladık.
Film Liam Neeson’ nın Almanya’ya gelmesiyle başlıyor. Filmin neresininden bahsedeyim bilemedim. Çünkü birbirinden ayrılıp anlatılacak bir kısmı yok. Liam Neeson bir trafik kazası geçiriyor, bazı şeyleri unutuyor. Ya bundan çok izledik demeyin sakın. Öyle daha önce izlediğimiz basit bir hafıza kaybı hikayesi değil.
Ayrıca filmin çoğu bölümünde Türkçe diyaloglar duyacaksınız. Konu Almanya da geçtiği için sağolsunlar bizi unutmamışlar. Bi yerde “zaten çok uzun sürmüyor” diyerek ufak bi aşağılamada bulunuyorlar ama Almanya’daki Türkler öyle diyerek kapattık biz konuyu.
İlk kısımda dediğim gibi filmde birşeyleri birleştirmeyi ya da hata aramayı sakın denemeyin. Herşey kendiliğinden birleşiyor. Bizim gibi o nerden çıktı, bu nereye girdi hesabı yaparsanız kafanız bulanır.
Çıtayı çok yükseltti bu film, bir daha bu kadar güzeli denk gelir mi bilmiyorum ama bunun gibisine rastlamak ümidiyle izlemeye devam.