Voces inocentes

Daha önce darklı ülkelerdeki iç savaş filmlerini izlemiştim. Bu sefer iç savaşın yaşandığı ülke El Salvador. Zaman da öyle 70-80 yıl öncesi değil. 1980ler. Tabi konu savaş olunca en çok etkilenenler çocuklar oluyor. Bu filmde de olaylar bir çocuğun merkezinde anlatılıyor. Yine diğer filmlerde olduğu gibi yönetime el koyan bir ordu, orduya karşı bir direniş grubu var. İki taraf da kendisini iyi ve doğru olarak görüyor ve birbirleri ile savaşıyor. Olan ise sokakta rahatça oyun oynayamayan çocuklara oluyor.

Yumuşak Makine

Bana böyle kitaplarla gelmeyin arkadaş. Yani daha önce de olmuştur ama bu kadar okuduğumu anlamadığım bir kitap daha olmadı. Yazar “William S. Burroughs” burada ne anlatmak istiyor diye gerçekten çok düşündüm ama hiç anlamadım. Bir de bu kitap bir serinin ilk kitabıymış. Bunun gibi iki kitap daha var yani. Kolay kolay bir seriyi bırakmam ama buna devam etmem mümkün değil.

Toc Toc

Kafa yormasın, çok uzun olmasın arada güldürsün ha bir de Netflix’te olsun kriterlerimizi sağlayan bir film arıyorduk. Kendisi ile karşılaştık. Ne yalan söyleyeyim bütün kriterleri sağladı. Film İspanya yapımı olduğu için hiç bir oyuncuyu tanımıyorum. Çok da önemli değil gerçi bu detay.

Eşekarısı Fabrikası

Bana böyle kitaplarla gelin arkadaş. Okudukça acaba ne olacak diye heyecanlandıran, acaba sonraki bölümde ne vardı diye düşündüren ama aynı zamanda da sosyal mesajı da göze sokmadan ince ince işleyen kitaplarla gelin. Çok beğendim bu kitabı da. Sadece sonu biraz hızlı ve yavan oldu ama genel anlamda çok beğendim. Yazar Iain M. Banks’a teşekkürlerimi sunuyorum.

The Professor and the Madman

Başrollerde Mel Gibson ve Sean Penn‘in yer aldığı bir gerçek hikaye. Tabi isimler bunlar olunca oyunculukla ilgili bir kuşkunuz olmuyor. Özellikle Sean Penn ağlatmış.

Filmin konusu ise 19.yy’ın ortalarında başlayan bir sözlük çalışması. Dilin ne kadar önemli bir şey olduğunu farkeden yetkililer, dilimizdeki kelimeleri tek tek bulalım, her birini referanslarla açıklayalım, ilk ne zaman ve kim tarafından kullanılmış hangi anlamda kullanılmış bunu ortaya çıkartalım diyorlar. İşin başına da Professor’u getiriyorlar yani James Murray’i.

Gösteri Peygamberi

Herhangi birine Fight Club’ı biliyor musun diye sorsak tabi biliyorum ya efsane film der. Brad Pitt falan oynuyo der. Sonu sürprizli der. Bende bu kişilerden birisiyim bu arada. Peki o Fight Club aslında bir kitapmış desek ne olur? Bence sorduklarımızdan en az yarısı hadi ya der. Ben de onlardan biriyim. Peki bu kitabın yazarı kim diye sorsak. Doğru cevabı verebilecek kişi sayısı çok da fazla olmaz sanırım. O kitabın yazarı aynı zamanda bu kitabın da yazarı olan Chuck Palahniuk. Fight Club’ı izledim ama okumadım. Ama okusam da bu kitaptan daha çok sever miyim bilmiyorum. Bu kitap son zamanlarda okuduğum en iyi kitap diyebilirim. Son zamanlarda da fena okumuyorum hani..