Category Archives: Okudum

Benim Adım Kırmızı

Yine bir Orhan Pamuk kitabı ile karşınızdayım. Şunu farkettim, Orhan Pamuk’un eski kitapları benim için biraz ağır gibi. En beğendiğim kitabı mesela son kitabı oldu şimdiye kadar. Yazılma tarihi eskiye doğru gittikçe beğenim azalıyor. Belki de daha yalın yazmaya başlamıştır bilemiyorum. Kitabın hikayesine gelecek olursak, 1591 yılında Osmanlı Devleti’ndeki nakkaşları ele alıyor.

Benim Hüzünlü Orospularım

Gabriel García Márquez tarafından yazılan kitap ilk olarak 20o4 yılında yayınlanmış. Yazar amcanın son kitabıymış. Yine kimilerine göre başucu eseri kitap. Bana göre ise o kadar nadide bir eser değil. Hikayesine gelecek olursak, hayatına giren bütün kadınlara para ödeyen bir amca var. Yani bugüne kadar hep para karşılığı bir kadınla beraber olmuş. Aşk meşk hiç yok. Bu konuda da bir sıkıntısı yok kendisinin. Gün geliyor ve dayının 90. yaş günü yaklaşıyor. Dayı da belki son yaş günümdür diyerek kendisine bir hediye planlıyor. Daha önce kimseyle beraber olmamış bir kız bulmasını istiyor her zaman istediği yerden.

Kör Baykuş

Sadık Hidayet tarafından 1936 yılında yazılmış kitap. Kitap çok kısa, sanırım bir günde bitmişti. Ancak anlatılanlar çok yoğun. Sürekli acaba gerçeği mi anlatıyor rüyasını mı hayalini mi ikilemine düşüyorsunuz. Ben düştüm en azından. Çok beğendim diyemem. Ancak yazılanları tam anlamamış da olabilirim bilemiyorum. Bana fazla geldi belki de anlatılan hikaye. Sürekli bir dram sürekli bir sorun böyle bizi mutsuz etmek için yazılmış sanki. Sevemedim açıkçası.

Eyyorlamam bu kadar.

Günden Kalanlar

Çok iyi kitap. Bunu en başta söyleyeyim. Yani yıllarca düşünsem şu konuda bir kitap yazılacağı aklımın ucundan geçmezdi. Ha zannetmeyin ki bilim kurgu veya fantastik bir şey. Bizim için olmasa bile hikayenin geçtiği toprakların bir gerçeğini anlatıyor. Kazuo Ishiguro beyfendiye saygılarımı sunuyorum böyle bir kitap yazdığı için.

Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Her on kişiden dokuzunun adını bildiği, ne hakkında olduğunu bildiği bir kitap. Ancak bu dokuz kişiden en az 3-4 kişi de kitabı okumamıştır. Ben de onlardan biriydim. Kitap Grigory Spiridonovich Petrov tarafından yazılmış. Bu kitabın bilinirliğinin en büyük sebeblerinden bir tanesi de Atatürk’ün okul müfredatına alınması emri. O kadar kıymetli bir kitap yani. Kitapta anlatılanlar ise günümüzde refah denince akla gelen ilk ülkelerden biri olan Finlandiya’nın bu hale nasıl geldiği hakkında.

Kar

Orhan Pamuk’un okuduğum ikinci kitabı. Açıkçası ilk okuduğum kitap kadar beğenmedim. Bunu baştan belirteyim. Yine bir Türkiye hikayesi. Yine oldukça başarılı ama ben önceki kitapla kıyasladığım için sanırım çok çok beğenmedim. Ya da önceki kitaptaki hikayeler daha olası ve gerçekçi geldi bana bilemiyorum. Bu sefer hikayemiz Kars’ta geçiyor. Tabi mevsimlerden kış. Sürekli kar yağıyor. Açıkçası okudukça Kars’a gitme isteği uyandırmıyor değil. Kars’ı bilen birisi kitabı daha da çok sevmiş olabilir çünkü betimlemeler oldukça başarılı. Hiç gitmeyen birisi bile kafasında bir şeyler hayal edebiliyorsa oraları bilen birisi kitabı okurken yaşayabilir.