Tag Archives: Mads Mikkelsen

The Promised Land

Bazı insanlar var reklamda oynasa oturur izlerim. Çok kabarık değil bu liste, sonuçta seçici bir izleyiciyim. Bu listede yerini sonuna kadar hak eden Mads Mikkelsen de bulunuyor. Kendisi oynadığı her rolde devleşen bir abimiz. Bu yüzden filme başlamak için ikinci bir sebep aramadık. Puanı yüksek yorumları güzeldi ama bunlar olmasaydı da Mads Mikkelsen’in kredisi yüksek, gerekirse 2 saatimizi çöpe atarız deyip yine izlerdik. Ha sonuç buna benzer oldu ama olsun.

Another Round

Çıktığı andan itibaren izlemek istediğim bir filmdi kendisi. 3 senelik bekleme süresinin sonunda izleyebildik. Bilmeyenler için söyleyeyim, film gain’de bulunuyor, hiç illegal yollara bulaşmaya gerek yok. Sadece bu film için bile aylık üyelik alabilirsiniz. Peki nedir efendim bu film, neden bu kadar izlemek istedik? Öncelikle izlemek istemem sebebimiz tamamen bir pozitif önyargıydı. Çünkü başrolde Mads Mikkelsen oynuyor. Henüz kendisinin kötü bir dizisini yada filmini görmedik. O yüzden kendisine güvenimiz tam. Sağolsun yanıltmadı.

Doctor Strange

Başrolde Benedict Cumberbatch onun yanında Tilda SwintonMads MikkelsenRachel McAdams ve gamzeleri var. Kadro baya sağlam. İşin arkasında da Marvel var. Bunları bir araya getirip kötü bir film ortaya koymak gerçekten çok zor. Konu da ilgi çekici. Tuhaf bir doktor var. İlk başta hemen akla Dr. House geliyor. Çok iyi çok becerikli ama kendini beğenmiş birisi. İnsanlar da onu bu şekilde kabul etmiş. Bu doktor bir gün kaza yapıyor ve ellerini kullanamaz hale geliyor. Milimetrik ameliyatlar yapan birisinin ellerini kullanamaması tabi ki çok kötü bir haber. Ellerini tekrar eski haline getirebilmek için defalarca kez ameliyat oluyor ama sonuç alamıyor. Gerçek tuhaflık ise burada başlıyor.

Casino Royale

Seri filmlerinde benzer şeyleri görmek çok normal. James Bond serilerinde de bu böyle. Bu serinin son filmini ne zaman izledim hatırlamıyorum ama bu film 10 sene önceki serinin bilmem kaçıncı filmi. 10 sene ara ile çekilmiş olsalar da senaryo olarak çok da ileri gitmediklerini gördüm. Ele avuca sığmayan tarz ajanımız Bond dünyayı kurtarıyor. Bunu yaparken bu sefer kumar yeteneklerini de görüyoruz. Tabi organizasyon içindeki güzel bir kadınla yakınlaşma ritüeli de yine sergileniyor.

Böyle olacağını bile bile izledim. Sırf Mads Mikkelsen oynuyor diye. Hannibal‘den sonra görüyorum ki adam oyunculukta kendini 5’e 10’a katlamış. Bizim Bond’ da hala ordan oraya atlayıp zıplıyor.

After the Wedding

Başrolde Hannibal dizisinden tanıdığımız Mads Mikkelsen‘in oynadığı bir Danimarka filmi. Daha önce izlediğim Danimarka filmlerini çok çok beğendiğimi açıkçası söyleyemeyeceğim. Zaten farkında değildim ama yönetmen aynıymış önceki izlediğim film ile Susanne Bier. Yine böyle çok sıkacak vakit kaybı olacak bir film önyargısı ile izlemeye başladım. Açıkçası filmin başlarında bu önyargılarım yıkıldı. Kendimi bir anda filmin sonunu tahmin eder bir halde buldum. Her yazdığım senaryo olmadı malesef. Yönetmen çok basit bir şeyi gözümüze soktuğu bir şeyi ters köşe olmamızda kullanmış. Bunun dışında öyle gizemli bir tarafı yok filmin, dram yönü çok daha kuvvetli.

Jagten

Soğuk ülkelerin soğuk filmlerinden. İzlediğim ikinci Danimarka filmi yanlış hatırlamıyorsam. İlki Festen idi. O filmde bir babanın çocuklarına küçükken yaptığı pis şeyler ele alınmıştı. Bu filmde de bir adamın küçük çalıştığı kreşteki çocuklara birşeyler yapmış olma ihtimali var. Başka konu akıllarına gelmiyor mu anlamadım ama böyle hassas konularda film çekmeleri ülke hakkında değişik fikirlere sevkediyor beni.