On Body and Soul

Filmi izleyeli baya oldu ama şimdi yazabiliyorum. Gerçi iki haftadır hiç bir şey yazamadım. Hastalık, hastalık sonras covid temaslısı olmamız sebebi ile kısa bir ara vermiş olduk. Neyseki temas olmasına rağmen bulaş olmadı ve hayatımıza devam ediyoruz. Buradan da “yok ya hafif burnum akıyor o kadar, bir şeyim yok” deyip bizi evine çağıran arkadaşa selam ediyorum.

Filmin orjinal adı Teströl és lélekröl. Maceristan yapımı. Yine Avrupa yine kalite diyebilirim. Daha önce izlediğiniz aşk filmlerini bir kenara koyun. Gerçekten oldukça özgün bir hikayesi var filmin.

Still Walking

Orjinal adı Aruitemo Aruitemo olan bir Japon filmi. Blu TV üzerinden izledik. Altyazının eksik olması ve ara ara görüntünün 3p’ye düşmesi dışında bir sorun yoktu diyebilirim. Film oldukça durağan. Ancak bir o kadar etkileyici diyebilirim. Sahne sahne analiz etseniz her sahneden bir mesaj çıkar. Tabi bu kadar derine inmenize gerek yok. Göz önünde olan mesajlar da gayet güzel.

Kara Kitap

Sanırım bir süre Orhan Pamuk kitabı okumayacağım. Okuduğum her kitap bir öncekine göre daha kötü geldi. Bu kitap da yazarın ilk kitaplarından. 1990 yılında yayınlanmış. Okuduğum bir önceki Orhan Pamuk kitabında kendimce bir çıkarım yapmıştım. Eskiden daha anlaşılmaz (bana göre), daha dolaylı, daha ağdalı yazıyormuş. Yıllar geçtikte daha basit cümlelerle yazmaya başlamış bence. Benim gibi 6 satırlık cümleleri sevmeyen kişiler muhtemelen bu kitabı sevmeyecektir.

Rams

Öncelikle bu isimde 2 tane film var. Benim izlediğim 2015 İzlanda yapımı olan. Film iki konuyu ele alıyor. Aslında bir konu var ama biri diğerini destekleyen iki konu demek daha doğru. Birincisi birçoğumuz için pek bir şey ifade etmeyen hayvan yetiştiriciliği. Bunu sadece ekonomik kaygıyla değil aşkla yapan insnaları izliyoruz. İkincisi ise hayvan yetiştiricisi iki kardeşin ilişkisi. Kavgalı iki kardeş demek daha doğru olur.

Nomadland

2020’nin en iyi filmleri diye onlarca listeye baktım. Her listede yer alan 3-4 tane film vardı. Bu film de onlardan bir tanesi. Bu bir tesadüf olamaz dedik ve izlemeye karar verdik. Başrolde Fern karakterine hayat veren Frances McDormand bulunuyor. Film dalda oskar adayı. Diğer 5 tanesini bilemem ama en iyi kadın oyuncu ödülü garanti bence.

Benim Adım Kırmızı

Yine bir Orhan Pamuk kitabı ile karşınızdayım. Şunu farkettim, Orhan Pamuk’un eski kitapları benim için biraz ağır gibi. En beğendiğim kitabı mesela son kitabı oldu şimdiye kadar. Yazılma tarihi eskiye doğru gittikçe beğenim azalıyor. Belki de daha yalın yazmaya başlamıştır bilemiyorum. Kitabın hikayesine gelecek olursak, 1591 yılında Osmanlı Devleti’ndeki nakkaşları ele alıyor.